Tıp ve teknolojinin kesişiminde önemli bir adım daha atıldı. Bilim insanları, yalnızca öksürük sesini analiz ederek çeşitli solunum hastalıklarını teşhis edebilen bir yapay zekâ yazılımı geliştirdi. Bu teknoloji, özellikle erken tanı ve uzaktan teşhis alanında çığır açabilir.
Öksürük Sesi ile Teşhis: Nasıl Çalışıyor?
Yeni geliştirilen bu yazılım, öksürük sesi verilerini analiz ederek kullanıcıda hangi tür solunum yolu hastalığının bulunduğunu tahmin edebiliyor. Yazılımın temelinde, makine öğrenimi (machine learning) ve derin sinir ağları (deep learning) teknolojileri bulunuyor.
Araştırmacılar, binlerce farklı bireyden alınan öksürük seslerini etiketleyerek yapay zekâyı eğitti. Her ses verisi, bireyin sahip olduğu hastalıkla ilişkilendirilerek sisteme tanıtıldı. Böylece algoritma, örnekler üzerinden öğrenerek farklı hastalıkları ayırt edebilecek seviyeye ulaştı.
Tanıyabildiği Hastalıklar Arasında Neler Var?
Yazılımın özellikle tanıyabildiği hastalıklar şunları içeriyor:
- COVID-19
- Astım ve bronşit
- Zatürre
- KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı)
- Akciğer kanseri belirtileri
- Alerjik öksürük türleri
- Mevsimsel grip ve nezle
Yapılan testlerde bu sistemin %85 ila %95 arasında doğruluk oranlarına ulaştığı bildirildi.
Nerelerde Kullanılacak?
Uzmanlar bu sistemin özellikle tele-tıp ve uzaktan sağlık takibi gibi alanlarda büyük rol oynayacağını belirtiyor. Hasta, akıllı telefonuna kurulu bir uygulama üzerinden öksürüğünü kaydedip sisteme yükleyerek, ön tanı alabilecek. Bu yöntemle:
- Hastanelerde yığılmaların önüne geçilmesi
- Erken teşhis sayesinde tedaviye daha hızlı başlanması
- Kronik hastaların düzenli izlenebilmesi
- Kırsal bölgelerde sağlık hizmetlerine erişimin artması
gibi avantajlar sağlanması bekleniyor.
Dünya Genelinde İlgi Büyük
Söz konusu yazılım, başta ABD, Almanya, Japonya ve Güney Kore olmak üzere birçok ülkedeki sağlık teknolojisi firmaları ve üniversiteler tarafından ilgiyle karşılandı. Özellikle pandemiler sırasında temassız teşhis yöntemlerinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştı.
Birçok dijital sağlık girişimi, bu teknolojiyi kendi sistemlerine entegre etmek için çalışmalara başladı. Aynı zamanda bazı mobil uygulamalar da kullanıcı testlerine açıldı.
Veri Gizliliği ve Güvenlik Endişeleri
Elbette yapay zekâ tabanlı sağlık teknolojilerinde kişisel veri güvenliği de kritik bir konu olarak öne çıkıyor. Geliştirici ekipler, kullanıcıdan alınan ses kayıtlarının anonimleştirildiğini ve herhangi bir biyometrik veriyle eşleştirilmediğini ifade ediyor.
Ayrıca kullanıcı onayı olmadan verilerin üçüncü taraflarla paylaşılmadığı, verilerin şifrelenmiş sistemlerde tutulduğu vurgulanıyor.
Türkiye’de Kullanımı Gündemde
Bu yazılımın Türkiye’deki bazı üniversite hastanelerinde ve özel sağlık kuruluşlarında pilot projeler kapsamında denendiği bildirildi. TÜBİTAK ve bazı teknoparklar, bu tür yerli uygulamaların geliştirilmesi için Ar-Ge destek programlarını devreye soktu.
Eğer sistem yaygınlaşırsa, özellikle aile hekimliği sisteminde ciddi bir dijital dönüşümün önü açılabilir. Uzaktan teşhis ve tarama sistemleri, kırsal ve erişimi zor bölgelerdeki hastalar için önemli bir çözüm olabilir.
Yapay zekânın sağlık sektörüne sunduğu bu yeni imkân, tıbbın geleceği açısından umut verici bir gelişme. Sadece bir öksürük sesiyle potansiyel hastalıkların tespit edilebilmesi, hem bireysel sağlığın korunması hem de sağlık sistemlerinin yükünün azaltılması açısından büyük önem taşıyor.