Bir üniversite hastanesinde gerçekleştirilen çığır açıcı ameliyat, tıp dünyasında heyecan uyandırdı. Beyin tabanına yerleşmiş nadir bir omurilik tümörü, hastanın göz çukuru üzerinden ulaşılarak başarılı şekilde çıkarıldı.
Tıpta sınırları zorlayan bir operasyon, bir üniversite hastanesinde başarıyla gerçekleştirildi. Nadir görülen ve omuriliğin üst bölgesine yerleşmiş bir tümör, geleneksel cerrahi yöntemlerin aksine hastanın göz çukuru içinden girilerek alındı. Literatürde oldukça az rastlanan bu vaka, hem cerrahinin teknik sınırlarını genişletti hem de minimal invaziv yöntemlerin geleceğine ışık tuttu.
Uzmanlar, söz konusu tümörün yerleşim yeri nedeniyle klasik ense ya da boyun yoluyla ulaşmanın son derece riskli olduğunu belirtiyor. Tümör, kafa tabanında yer alan ve omurilik soğanına yakın bir konumda bulunduğu için cerrahlar, alternatif ve daha az travmatik bir yol izledi: Göz arkasındaki doğal boşluklardan ilerleyerek ulaşım sağlandı.
Tümör Nasıl Bir Risk Taşıyordu?
Tespit edilen tümör, omurilikle beyin arasındaki geçiş noktasına, yani medulla oblongata çevresine yerleşmişti. Bu bölge, vücudun yaşamsal fonksiyonlarını yöneten sinir merkezlerini içerdiği için herhangi bir cerrahi müdahale solunum, kalp ritmi veya bilinç kaybı gibi ciddi komplikasyon riskleri taşıyordu.
Tümörün özellikleri:
- Nadir görülen spinal kord tümörü (yüksek derecede kompleks yerleşim)
- Yaklaşık 2,5 cm çapında, kapsüllü yapı
- İyi huylu (benign) ancak büyüdükçe hayati fonksiyonları baskılayan form
- Klasik cerrahiyle müdahale edilmesi durumunda felç riski taşıyan konumda
Tümörün göz çukurundan çıkarılması, hem hasta güvenliğini koruma hem de ameliyat sonrası iyileşme süresini kısaltma amacı taşıyordu.
Cerrahi Müdahale Nasıl Gerçekleşti?
Operasyon, endoskopik transorbital yaklaşım olarak adlandırılan ve nadiren uygulanan bir teknikle yapıldı. Bu yöntem, göz arkasındaki doğal boşlukları kullanarak beynin derin bölgelerine minimal kesiyle ulaşma imkânı sunuyor.
Ameliyatın aşamaları şu şekilde gerçekleşti:
- Göz kapağının iç kısmından küçük bir kesiyle giriş yapıldı
- Endoskopik kamera ve mikrocerrahi aletlerle ilerlenerek kemik dokular geçildi
- Tümör, çevre dokulara zarar vermeden tamamen çıkarıldı
- İşlem sonrası estetik iz kalmayacak şekilde kesi kapatıldı
Yaklaşık 4 saat süren operasyon sırasında beyin cerrahları, nöroloji ve göz cerrahisi ekipleri koordineli olarak çalıştı.
Hastanın Durumu ve İyileşme Süreci
Ameliyat sonrası hasta, 24 saat yoğun bakımda takip edildikten sonra normal servise alındı. İlk 48 saat içinde nörolojik fonksiyonlarda herhangi bir kayıp gözlemlenmedi ve hasta birkaç gün içinde günlük aktivitelerini gerçekleştirebilecek duruma geldi.
Uzmanlar bu tür operasyonlarda:
- Düşük kan kaybı,
- Hızlı taburcu,
- Estetik avantajlar
gibi olumlu sonuçların öne çıktığını vurguluyor. Ayrıca, operasyon sonrası komplikasyon riskinin klasik beyin cerrahisine kıyasla önemli ölçüde düşük olduğu belirtiliyor.
Bu Yöntem Hangi Durumlarda Kullanılabilir?
Transorbital cerrahi teknik, özellikle kafa tabanı, beyin sapı ve üst omurilik bölgesine yerleşmiş tümörlerde uygulanabilir. Ancak her hastaya uygun olmayan bu yöntem için detaylı görüntüleme ve multidisipliner değerlendirme şart.
Kullanılabildiği durumlar arasında:
- Hipofiz tümörleri
- Optik sinir tümörleri
- Kafatası tabanı kistleri
- Nadir yerleşimli menenjiomlar
- Trigeminal nevraljiye neden olan bası oluşumları
sayılabilir. Cerrahinin başarısı ise hem teknolojiye hem de deneyimli bir cerrahi ekibe bağlıdır.
Dilersen benzer minimal invaziv cerrahiler, endoskopik nöroşirurji teknikleri veya bu yöntemin Türkiye’deki uygulama örnekleri hakkında da içerikler hazırlayabilirim. Hangi konu başlığını detaylandırmamı istersin?