Categories: Haberler

Beslenme Bozukluklarına Bağlı Yeni Diyabet Türü Tıp Literatürüne Girdi


Uzmanlar, sağlıksız beslenme alışkanlıklarının tetiklediği ve mevcut diyabet sınıflarına uymayan yeni bir diyabet türünün tıbbi olarak tanımlandığını duyurdu. Bu gelişme, obezite ve insülin direncine dayalı hastalıkların seyrinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.


Tıbbi Sınıflamaya Yeni Bir Diyabet Tipi Eklendi

Tip 1 ve Tip 2 diyabetin yanı sıra gebelik diyabeti (gestasyonel diyabet) gibi türlerle bilinen diyabet hastalığı, son bilimsel araştırmalar ışığında yeni bir kategoriyle genişledi. Uluslararası Diyabet Araştırmaları Derneği’nin yayımladığı son makaleye göre, özellikle beslenme yetersizlikleri, aşırı işlenmiş gıdalar ve düzensiz öğün alışkanlıkları nedeniyle gelişen ve metabolik sendromdan farklı seyreden bir diyabet formu artık tıp literatüründe tanımlandı.

Yeni tanımlanan bu tür, henüz resmi olarak “Tip 4” olarak adlandırılmasa da, literatürde “Beslenme Kaynaklı Atipik Diyabet” başlığı altında inceleniyor.


Bu Diyabet Türü Nasıl Gelişiyor?

Beslenme kaynaklı diyabetin temelinde, aşırı düşük proteinli ve yüksek karbonhidratlı diyetler, tek tip beslenme düzeni, hızlı kilo alıp verme döngüsü, sıklıkla atlanan öğünler ve açlık-tokluk dengesinin bozulması yatıyor. Özellikle genç yaş grubunda ve düşük gelirli topluluklarda görülme oranı artış gösteriyor.

Uzmanlara göre bu diyabet türünün gelişim süreci şu şekilde işliyor:

  • Vücut, uzun süreli dengesiz beslenme sonucu insülin üretiminde düzensizlik yaşıyor
  • Hücrelerin insülin algılama kapasitesi azalıyor (insülin direnci gelişiyor)
  • Glukoz hücrelere tam iletilemediği için kanda birikmeye başlıyor
  • Klasik Tip 2 diyabetten farklı olarak kilo kaybı, yetersiz kas gelişimi ve vitamin eksiklikleri ile birlikte seyrediyor

Semptomlar Klasik Diyabetten Farklılık Gösteriyor

Beslenme bozukluklarına bağlı diyabet vakalarında gözlemlenen belirtiler bazı yönleriyle Tip 2 diyabete benzese de, hastalığın erken evresinde farklı semptomlar da öne çıkıyor. Bu semptomlar arasında:

  • Açlıkta baygınlık hissi
  • Yemekten sonra ani halsizlik ve baş dönmesi
  • Kas erimesi ve ani kilo kaybı
  • Ciltte kuruma, tırnak ve saç dökülmesinde artış
  • Sık idrara çıkma ve susuzluk hissi

gibi belirtiler yer alıyor.

Bu diyabet türü, klasik kan şekeri ölçümlerinde her zaman net şekilde tespit edilemeyebiliyor. Bu nedenle beslenme öyküsünün detaylı incelenmesi büyük önem taşıyor.


Tanı ve Tedavi Süreci Nasıl İşliyor?

Uzmanlar bu diyabet türünde tanının yalnızca açlık-tokluk kan şekeri testleriyle değil, detaylı beslenme geçmişi analizi, mikrobesin düzeylerinin ölçülmesi ve kas-kütle oranı takibi ile konulması gerektiğini belirtiyor.

Tedavi ise klasik insülin tedavilerinden çok, bireyselleştirilmiş beslenme programları, metabolizma destekleyici egzersizler ve mikrobesin takviyeleriyle ilerliyor.

Bu özel diyabet türünün erken teşhisi hâlinde, yaşam tarzı değişiklikleriyle geriletilmesi ve hatta tamamen geri döndürülmesi mümkün olabiliyor.


Küresel Sağlık Politikalarında Yeni Gündem

Dünya Sağlık Örgütü ve birçok ulusal sağlık otoritesi, beslenme kaynaklı diyabet vakalarının artış göstermesini dikkatle izliyor. Özellikle hızlı kentleşme, düşük kaliteli gıda tüketimi, uzun süreli açlık-diyet döngüleri ve artan mental stres faktörlerinin bu yeni diyabet türünü tetiklediği belirtiliyor.

Önümüzdeki dönemde:

  • Okullarda ve toplu beslenme alanlarında daha dengeli menülerin sunulması
  • Gıda etiketleme sistemlerinin daha şeffaf hale getirilmesi
  • Erken yaşta beslenme bilinci kazandıran eğitim programlarının artırılması

gibi önlemlerin bu sağlık sorununun önüne geçilmesinde etkili olması bekleniyor.


Uzmanlar Uyarıyor: “Diyabet Artık Sadece Şekerle İlgili Değil”

Beslenme bozukluklarına bağlı olarak gelişen bu yeni diyabet türü, uzmanlara göre hastalığın sadece şekerli gıdalarla değil, dengesiz beslenmeyle de doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Diyabet riskinden korunmak isteyen bireylerin sadece glikoz tüketimini değil, protein, lif, vitamin ve mineral dengesini de göz önünde bulundurarak beslenme planlarını oluşturması gerekiyor.

Tıp dünyasına yeni giren bu tanımlama, diyabetin anlaşılması ve yönetilmesinde yepyeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Erken tanı ve bilinçli yaşam tarzı ile bu riskin önüne geçmek hâlâ mümkün.

4o

Yönetici

Recent Posts

ALS Hastalığında Umut Veren Gelişme: Genetik Temelli Yeni Tedavi Yöntemi Üzerinde Çalışılıyor

Kas erimesiyle seyreden ve şu an için kesin bir tedavisi bulunmayan ALS hastalığına karşı bilim…

2 saat ago

ABD Ordusu Yeni Fiziksel Yeterlilik Testini Tanıttı: Artık Daha Zorlu Standartlar Var

ABD Ordusu, askerî hazırlık seviyesini artırmak amacıyla yeni bir fiziksel yeterlilik testini uygulamaya koydu. Eski…

1 gün ago

Nadir Görülen Hastalıkla Doğan Umut’un 10 Parmağı Ameliyatla Açıldı

İzmir’de dünyaya gelen minik Umut, doktorların ilk kez karşılaştığı genetik kaynaklı nadir bir rahatsızlıkla doğdu.…

6 gün ago

Alzheimer Hastaları İçin Geliştirilen Akıllı Bileklik Umut Oldu: Kayıp Riski ve Kriz Anları İçin Yenilikçi Çözüm

Alzheimer hastalarının günlük yaşamda karşılaştığı en büyük risklerden biri olan kaybolma ve kriz anlarında yardım…

1 hafta ago

Kahramanmaraş’ta Uyuşturucu Kalbini Çürüttü, Metal Kapakla Hayata Döndü

Kahramanmaraş’ta uyuşturucu madde kullanımı nedeniyle kalp kapağı çürüyen genç bir hasta, gerçekleştirilen başarılı operasyonla hayata…

1 hafta ago

Aşısız Çocuklar Tehlikede: Her 10 Çocuktan 9’u Kızamığa Yakalanıyor

Kızamık hastalığında korkutan tablo ortaya çıktı. Aşılanmamış her 10 çocuktan 9’unun hastalığa yakalandığı belirtilirken, uzmanlar…

2 hafta ago