Kızamık hastalığında korkutan tablo ortaya çıktı. Aşılanmamış her 10 çocuktan 9’unun hastalığa yakalandığı belirtilirken, uzmanlar bağışıklamanın yalnızca bireysel değil toplumsal bir zorunluluk olduğuna dikkat çekiyor. Aşılama oranlarındaki düşüşle birlikte salgın riski her geçen gün büyüyor.
Kızamık Geri Dönüyor: Aşısızlar Riskin Merkezinde
Bir zamanlar kontrol altına alınmış hastalıklar arasında yer alan kızamık, son yıllarda yeniden yükselişe geçti. Enfeksiyon hastalıkları uzmanları, aşı olmayan çocukların %90’ının kızamığa yakalanma riski taşıdığını belirtiyor. Hastalığın bu denli hızla yayılması, kızamığın en bulaşıcı virüslerden biri olmasından kaynaklanıyor.
Kızamık virüsü:
- Hava yoluyla kolayca yayılır
- Enfekte kişiyle aynı ortamda bulunmakla bile bulaşabilir
- Özellikle 5 yaş altı çocuklarda ciddi komplikasyonlara neden olabilir
Aşı Tek Koruyucu Kalkan
Kızamık, Kabakulak ve Kızamıkçık (MMR) aşısı ile önlenebilir bir hastalık. Ancak aşı yaptırmayan her çocuk, yalnızca kendisi için değil; bebekler, bağışıklık sistemi zayıf bireyler ve yaşlılar gibi hassas gruplar için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre toplum bağışıklığının sağlanabilmesi için aşılama oranının %95’in üzerinde olması gerekiyor.
Aşılama sayesinde:
- Kızamığa yakalanma riski %97 oranında düşer
- Salgınların yayılması önlenir
- Toplumda bağışıklık zinciri korunur
Kızamığın Belirtileri ve Riskleri
Kızamık, başlangıçta grip benzeri semptomlarla kendini gösterse de hızla ağırlaşabilen bir hastalık. En yaygın belirtileri şunlardır:
- Yüksek ateş
- Burun akıntısı
- Gözlerde kızarıklık ve sulanma
- Vücutta başlayan ve yüz, boyun, gövdeye yayılan kırmızı döküntüler
- Halsizlik ve iştahsızlık
Tedavi edilmediğinde ya da bağışıklık sistemi yetersiz olan bireylerde hastalık:
- Zatürre
- Orta kulak enfeksiyonu
- Ensefalit (beyin iltihabı)
- Kalıcı işitme kaybı
- Ölüm
gibi ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor.
Aşı Kararsızlığı Salgını Tetikliyor
Son yıllarda dünya genelinde ve Türkiye’de aşı karşıtlığının artması, kızamık gibi önlenebilir hastalıkların yeniden yayılmasına neden oldu. Pandemi sürecinde ertelenen aşılar, sistematik aşı takibinin bozulması ve yanlış bilgiler, toplum sağlığını tehdit ediyor.
Yetkililer, aileleri aşı takvimine uymaya davet ederken; özellikle doğum sonrası ilk 1 yıl içinde yapılması gereken MMR aşısının ihmal edilmemesinin altını çiziyor.
Toplum Bağışıklığı İçin Ortak Sorumluluk Gerekli
Kızamık gibi bulaşıcı hastalıklarla mücadelede en etkili yol, toplumsal bağışıklığın korunması. Bu, yalnızca çocukların değil; toplumun tüm bireylerinin sorumluluğunda olan bir süreçtir. Aşılanmayan birey sayısı arttıkça, hastalık zincirleme şekilde yayılıyor.
Uzmanlar, şu adımların önemine dikkat çekiyor:
- Aşı takviminin eksiksiz uygulanması
- Aşısız bireylerin sağlık sistemiyle temasa geçirilmesi
- Okul öncesi ve okul çağı çocuklarda aşı kontrolünün düzenli yapılması
- Aşı karşıtlığına karşı bilim temelli bilgilendirme kampanyalarının artırılması
Kızamık, önlenebilir bir hastalık olmasına rağmen aşıya erişim ya da bilinç eksikliği nedeniyle yeniden gündeme geliyor. Her 10 aşısız çocuktan 9’unun bu hastalığa yakalanması, ciddi bir halk sağlığı sorununun habercisi. Gelecekte benzer salgınların yaşanmaması için toplum olarak bilimsel gerçekleri dikkate almalı, aşılama konusunda kararlılıkla hareket etmeliyiz. Çünkü aşı sadece bireyi değil, tüm toplumu korur.